Polikistik over sendromu teşhisimin üzerinden 4 yıl geçmişti. Bu sendrom temelinde kilo artışı ve kıllanma olan bir hastalık. Aslında hormon bozukluğundan ibaret. Bana bu teşhis konduğunda normal insanlara kıyasla çocuk sahibi olma şansımın daha az olduğunu biliyordum. İlaç kullanarak hastalığın semptomlarını ortadan kaldırabiliyorsunuz fakat hastalık yakanızı bırakmıyor.
İşlerimi biraz azaltmak adına ve hasta yoğunluğunun da az olacağını düşünerek 16.00 civarı kadın doğum polikliniğine çıkıp durumu anlattım. Arkadaşlar sağolsunlar hemen tetkiklerimi istediler (tabi ki gebelik testi ve birkaç hormon daha). Cihan beni almaya geldiğinde "Bugün doktora gidecektin ne oldu?" diye sordu. "Yarın gebelik testi yaptıracağım, ah çok heyecanlıyım" diyerek dalgamı da geçtim, gülüştük.
Bu arada söylemem gerekir ki Cihan ile aramızda bebek konusunda düşünce ayrılığı vardı. Ben daha çok çok erken olduğunu düşünüyordum ve çok da katıydım. Cihan oldukça sıcak bakıyordu. Benim katı olmam da aramızda şaka konusuydu son zamanlarda. Sürekli çocukla ilgili hayaller kurup beni kızdırmaktan oldukça zevk alıyordu. Nedense sürekli olarak bebekten konuşuyorduk anlayacağınız :)
Ertesi sabah kan vermeye gittim. Öğleden sonra bilgisayar başındayken kan verdiğim aklıma geldi ve sistemden açtım. Dondum. Kapattım. Tekrar açtım. Dondum. Elim ayağım titriyordu. Aklıma gelen ilk düşünce hastanenin sisteminde bir yanlışlık olduğuydu (komediye bakar mısınız). Fırlayıp kadın doğuma çıktım. "Nolur ultrasonda bakalım biliyorum çok erken ama kesenin olmadığını görelim bi yanlışlık olduğunu anlayalım rahatlayalım" dedim. Tabi odadaki arkadaşlar koptular :) Bir dakika oturun bir anlatın ne oldu dediler. Anlattım. İmkansız dedim nasıl olur ben hamile olamam! "Hem ben daha çömezim, daha çok erken. Olmaz doğuramam. Hem zaten kesin yanlış bu sonuç". "Tamam doktor hanım bi sakin olun. Daha çok erken bunları düşünürsünüz, hem baksak da keseyi göremeyiz biliyorsunuz. Yalnız şimdi size folik asit başlayalım" dedi doktor arkadaş. Ben yerimden fırladım "Ne folik asiti!!! Bakın anlamıyosunuz ben hamile olamam, olmamalıyım." Daha sonra beni bir önceki gün gören arkadaş girdi içeri. "Aaa dünkü doktor hanım... Aaa hamile misiniz tebrik ederim" dedi ve durumu anladı. Oturduk konuştuk. Önce beni sakinleştirdi (bunun için hamileliğin dünyanın sonu olmadığını söylemesi gerekti), sonra asistanlıkta çocuk sahibi olmanın mümkün olduğunu örneklerle anlattı, sağolsun çok yardımcı oldu. Odadan çıktığımda hala hamile olduğumu kabullenmemiştim ama sakinleşmiştim. Kafam çalışmaya başladı. "Şimdi benim beta hcg hormonum yüksek, belki hamile değilimdir, başka bir hastalıktır.. Tabi yaa beta hcgyi yükselten kanserler vardıııı". Allah'ım bu olasılık bile mümkün gözükmüştü o an gözüme ...
Mesai nasıl bitti bir bana sorun. O arada kardeşime ve Gülşah'a söylemiştim. Hemen Cihan'ı aradım. "Ben yanına geliyorum sakın eve gitme. Bir yemek yiyelim" dedim. Cihan'la karşılaştık ilk sözü "Eee hamilelik testi ne oldu??" oldu. Ben ağlamaklı "Pozitif çıktı" dedim. Cihan duvara toslamış gibi oldu. İlk tepkisi "Şaka yapıyorsun!"du. 1 saat boyunca inanmadı. Yemeğe gittik ve ben şu gebelik testlerinden yaptım hastanenin labratuarındaki yanlışlık ihtimaline karşı :) sonuç tabi ki pozitif. Bu arada Cihan, pozitif çıktı dediğimden beri yüzünde beliren garip gülümsemeyle bana bakıyordu. "Hahahaa, şaka yaptım" dememi bekliyordu aslında ama bu haberin gerçek olmasını da çok istiyordu. Ve eve geldik. Hala ne yapacağımıza karar verememiştik. Ben bir türlü kabullenemiyordum ama o gülümseme garip bir şekilde bana da yayılmıştı. Konuştuk, göz göze geldik ve kararımızı verdik. "Hadi Eda'ya söyleyelim".
"Sana bişey söyleyeceğiz ama bize kızma" Eda suratımızdaki gülümsemeye bakıp ne söyleyeceğimizi anında anladı :) "Nasıl yani ben hala olmaya hazır değilim!" diyen ruh hali yarım saat sonra "Dokunmayın yeğenime ben bakarım ona canııımm"a dönmüştü bile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder